Sağlıkta Yeni Dönem: “Değer Bazlı Sağlık” Hizmetleri Ödenecek…

/ 1 Aralık 2017 / 3.776 views / yorumsuz

Dünya sağlık profesyonellerinin son yıllarda üzerinde çalıştığı “Değer Bazlı Sağlık” kavramı;  Hasta Güvenliği ve Sağlık Finansmanı Araştırmaları Merkezi öncülüğünde Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi desteği ile 22-26 Kasım 2017 tarihlerinde “Sürdürülebilir Sağlık Finansmanı İçin Hasta Güvenliği” ana temalı uluslararası katılımlı kongrenin sonucu olarak karşımıza çıktı.

 

Öncelikle kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen Op. Dr. Orhan Koç ile Dr. Hasan Güler ve ekibine sağlık sisteminin geleceğine doğru ve proaktif bir bakış açısı getirmelerinden dolayı müteşekkiriz, ellerine emeklerine sağlık.

 

Sağlık sisteminin 2 ana konusu olan sağlığın finansmanı ve hasta güvenliğini bir arada tartışmaya açmak ve bu iki kavramı birbirinden bağımsız düşünmenin manasızlığını gösteren bu kongrenin sonuçlarından sağlık sistemindeki tüm paydaşların ders alması ve gelecek yatırım planlarını ona göre yapması önemlidir.

 

Sağlık ekonomistlerinin yakın geleceğe dair öngörülerinde Sağlık Harcamalarının; GSYUİH içindeki payının artacağı, hatta USA’da bu payın % 50 oranlarını aşacağı gerçeği var.

 

Halen uygulanan sağlık sistemlerinde hasta var, sağlık kuruluşu ve hekim var bir de ödeyici sigorta kuruluşu var. Ödeyici sigorta kuruluşları ise sağlık hizmetlerini öderken hizmet başı veya tanıya dayalı paket gibi çıktıya dayalı işlem adet bazlı ödeme yapıyor.

 

Ayrıca biliyoruz ki; sağlık hizmeti sunumunda hasta ile hekim arasındaki bilgi asimetrisinden kaynaklı olarak hekimlerin talebi yönlendirme, talebi artırma güçleri var.

 

Dünyada yapılan çeşitli araştırma sonuçları da gösteriyor ki hekimler; tanı ve tedavi yaparken hastaların faydasını ve hastanın cebinde çıkan para miktarını ilk sırada önemsiyorlar. İkinci öncelikleri ise malpractis sonrası varlık korkularından kaynaklanan kanıta dayalı tıp uygulamaları…

 

Sağlık sisteminde hizmetlerin bedelini üçüncü taraf olan sigorta şirketleri ödediği ve hastanın cebinden çıkan miktarın azaldığı zamanlarda ise hekimlerin araştırıcı kimliklerini daha derinleştirdiği, kanıta dayalı tıp uygulamalarına daha da önem verdiği gerçeğini ve sağlık giderlerini de arttırdığını tecrübelerimizle sabit biliyoruz.

 

Bu açıdan baktığınızda ise sağlığın finansmanı ile hasta güvenliğinin birlikte değerlendirilmesi ve sağlık sonuçlarına göre “Değer Bazlı Sağlık Hizmetinin” ödenmesi önem kazanıyor.

 

Nedir; “Değer Bazlı Sağlık”..???

Öz manada “Daha az sağlık harcaması ile daha çok sağlık” almaktır… “Epikrizi detaylı yazan parayı alır” anlayışının önüne geçmektir.

 

Değer temelli sağlık hizmeti; hastaneler ve doktorlara, hasta sağlığı sonuçlarına göre ödeme yapılan sağlık hizmeti sunma modelidir.  Değer temelli bakım anlaşmaları kapsamında sağlayıcılar, hastaların; sağlığını iyileştirmelerine, kronik hastalığın etkilerine, hastalıkların insidansını azaltmalarına ve sağlıklı yaşamlarını kanıta dayalı bir şekilde devamına katkı sağladığından dolayı ödeme alırlar.

 

Değer temelli sağlık bakımında “değer”, varılan sağlık sonuçları ile maliyetinin karşılaştırılması neticesi elde edilir. Amaç; değeri artırmaktır.

Değeri ölçerken risk, maliyet, teknoloji, başarı, kalite, konfor, sürdürülebilirlik, yatırımın çevreci olması, konfor, hastanın yatış süresi ve benzeri gibi parametrelerden hangisi ile olacağı sağlık paydaşları tarafından tartışılarak bulunacaktır. Politik karar vericilerin bu kapsamda neleri bilmek istedikleri önemlidir.

 

Bizlere ışık tutan bu KONGREDEN AJANDAMIZA DÜŞEN BAŞLIKLAR;

 

  • Sağlık maliyetlerini zorlayarak sağlığın kalitesi artmaz,
  • Standart sağlık sonuçları belirlenmeli, sonuçlar arasında kıyaslama olmalı ve reele dayalı hizmetin bedeli ödenmeli,
  • Sağlık hizmetlerinde asla olmaz denilen komplikasyonlar kesinlikle ödenmemeli,
  • Hekimlerimize, hasta ve aileleri tarafından verilen memnuniyet puanları önemsenmeli,
  • Aile Hekimleri SGK’ye bağlı çalışmalı, gerektiğinde hastalarının provizyon takiplerinden sorumlu olmalı, Aile Hekimine uğramadan 2. Ve 3. Basamak sağlık kuruluşuna gidenler farklı katılım payı ve farklı hasta fark ücreti ödemeli…
  • Hekimlerin davranışsal yaklaşımları analiz edilerek doğru tercihler yapabilmeleri sağlanmalı,
  • Radyodiagnostik, tıbbi ve patoloji işlemlerinde tanı güvenliği maliyetler ile ilişkilendirilmeli,
  • Medula; hasta faturalama programı olmak yerine tüm hasta bilgileri ve tetkiklerinin görüldüğü çevrimiçi platform olmalı, hastalık yönetimi yapabilmeli,
  • Alt yapısı tamamlanan E-nabız ile medula programlarının entegresayonu,
  • SUT; tanı tedavi rehberleri ile birleştirilerek algoritmaları tarif eden bir klinik kılavuz olmalı,
  • Tetkik işlemlerinde algoritmaların noninvazif işlemlerden invazif işlemlere doğru gitmesi sağlanmalı,
  • Radyodiagnostik işlemlerde klinik rehberlerdeki algoritmalara uygun istem yapılmadığı hallerde işlemler iskontolu ödenmeli,
  • Hizmet başı ödenen dâhili hastane yatışlarında klinik rehberlere uygun olmayan epikrizlerde işlem ücretleri iskonto yapılarak ödenmeli,
  • Kronik hastalıkların yönetimlerinde Aile Hekimlerinin takip ve eğitimci rolü artırılmalı,
  • Hekim dışı sağlık lisansiyerlerinin tedavideki rolü güçlendirilmeli,
  • Özel sağlık kurumlarında nöroşirurji ve/veya ortopedi hekimlerince endikasyonu olan ve fizyoterapistlerce yapılan fizik tedavi işlemleri de SGK tarafından ödenmeli,
  • Tanıyı geciktirici uygulamalar ile hastalığın derinleşmesine sebebiyet veren yetkisiz tamamlayıcı tıp ve diyet uygulayıcılarının rolleri Sağlık Bakanlığı tarafından tekrar gözden geçirilmeli,
  • Bilanço okumayı bilen hastane yöneticileri ile birlikte hastanelerin finansal metriği olmalı,
  • Daha iyi konfor için otelcilik hizmetlerinden yoğun bakım ve acil hal hariç her durumda fark alınabilmeli,
  • Sigortacılığın gelişmesi için tamamlayıcı sağlık sigortalarına önem verilmeli ve GSS açısından temel teminat paketi belirlenmeli,
  • Tamamlayıcı sağlık sigortası; BES gibi zorunlu olmalı, isteyen kullanımdan vazgeçmeli,
  • Tek hizmet fiyat listesi olmalı, ödemeye esas bağıl değerler belirlenmeli,
  • SGK fatura incelemelerinde standartlar yeniden belirlenmeli,
  • Elektronik risk odaklı denetimler artırılmalı ve ilgili kurumlar mutlaka araştırılmalı,
  • Yoğun bakım 3. Seviye yataklarındaki uygunsuz ve gereksiz kullanım giderilmeli, yoğun bakımlarda bilimsel kanıta dayalı izlem indikatörleri olmalı,
  • Yoğun bakım izlemlerinde bası yarası oranı ve enfeksiyon oranları dışında antibiyogram ile antibiyotik başlanması arasında geçen sürenin kriter alınması gibi üst seviye indikatörler olmalı,
  • Yoğun bakımlarda kalan terminal dönem hastalarına çözüm bulunmalı,
  • Sağlık personelleri hasta ile olan iletişimleri için daha fazla zaman ayırmalı,
  • Tüm sağlık çalışanlarında tükenmişlik önlenmeli,
  • Çalışan dostu sağlık kurumları olmalı,
  • Sağlık okuryazarlığı önceliklenmeli,
  • Sağlığı geliştiren sağlık kuruluşları ve hastaneler olmalı,
  • Sağlıkta planlama kriterleri günün koşullarına göre revize edilmeli ve detaylandırılmalı,
  • Ülkemizde sağlık harcamalarında tedaviye harcanan bedelin, koruyucu sağlık hizmetlerine harcanan bedelin 10 katına ulaşması hastalığı finanse ettiğimizi göstermekte olup Sağlık Bakanlığı “hastalık bakanlığı” olmamalı,
  • Sağlıklı yaşam ile sağlıksız yaşam ayrılmalı, yaşam kalitesi önemsenmelidir.

Gelinen noktada; Şehir Hastaneleri sağlık finansmanının kara deliği olmamalıdır. Yetersiz fonlama ile ihtiyatlı davranma arasındaki davranış şekli doğru belirlenmelidir. Hizmet paket fiyatlarının mülkiyet bazlı uygulanması bile sağlık hizmetlerinin ödemelerinde inovatif yaklaşımlara gerek olduğunu ve “Değer Bazlı Sağlık” uygulamalarının zamanı geldiğini göstermektedir.

SUT hizmet fiyat listesinde yer alan yaklaşık 7000 kalemden son 13 yıldır fiyatı artırılmayan 2500 kalem bile sağlık politikalarının yeniden tartışılmasına önemli bir sebeptir.

 

Unutulmamalıdır ki hatalı sağlık sunumları boşa kaynak kullanımı ve medikolegal sorunlara yol açar.

Dr. Feza Şen

Bursa Sağlık Kuruluşları Derneği

0 532 277 88 27

 

Tıp fakültesi mezuniyeti sonrası İşletme Fakültesinden Sağlık Bilimleri Yönetimi Uzmanlığımı MBA tamamladım. 1997 yılından bugünlere Özel Sağlık Sektöründe durum tespitleri, kurulum, işletim, yönetim ile ARGE ve ÜRGE safhalarında geleceğe dair projelendirmeler üzerine çalışmaktayım.. 0 532 277 88 27 – fezasen@megamed.org – info@fezasen.com

Yorum yaz