Sağlık Hizmetlerinde Beş Yıldız ve % 70 Fark Ücreti Ne Yaman Çelişki

/ 8 Eylül 2009 / 550 views / yorumsuz

Son günlerde sık tekrar edilen bir reklâm var. “Alın verin ekonomiye can verin.” Halen etkileri süren global krizin, Amerika’daki azdırılmış talep ile canavarlaşan tüketim olduğunu ekonomi otoriteleri kabul ederlerken biz bu reklamı niye yapıyoruz ???

Sayın Başbakan 2002 den bu yana tüm platformlarda üretimi teşvik ederken, eleman istihdam edenleri överken, kalkınmanın ve gelişmenin ana unsuru olarak üretimi işaret ederken;

İcrayı yapanların hünerli uygulamaları herhalde….

ABD’den Medikal Turizm Derneği Başkan yardımcısı ve Medikal Turizm Editörü Renee MARIE STEPHANO “ABD’de ekonomik krizin her geçen gün sıkıntıya girdiğini, Sağlık Turizmi açısından ABD’nin çok büyük bir pazar olduğunu ve Tükiye’nin ise bu konuda en avantajlı bir destinasyon olduğunu söylüyor.”

Ve bu sene ülkemizdeki Sağlık Turizmi Kongresine konuşmacı olarak katılacak.

Biz sağlık turizmini kongrelerde, seminerlerde hatırlıyoruz.

Bu pazarı ülkeye kazandıracak sağlık yatırımcılarını da bu sektöre yatırım yapmaktan dolayı bıktırıyoruz.

Yapılanlara açıklamalar ise her zaman bulunur….

Başımıza bunların gelmesinin sebebi SGK denizinin tükeniyor olması…

Deniz tükenirken büyük balıklar ufakları yutarak mı yoksa hızlı balıklar yavaş balıkları yakalayarak mı yollarına devam edecekler ???

Bunu birlikte göreceğiz…

Özel Hastanelerin sınıflandırılması ve yıldızlanarak temsil edilmesi de önemli reform çalışmalarından biridir.

Hastanelerin Sınıflandırılması ve İlişikli Olarak Fark Ücretin Arttırılması ile ilgili kaygılarımız vardır.

Hastaneleri sınıflandırarak ve sınıfına göre hastalardan alınan farkları % 70’e çıkararak konuyu çözmek kolay değil. Çünkü % 30’u aşan fark almayı usulsüz gördüğü için beş yıldızlı A kalite sağlık hizmetini sunması mümkün olmayan kurumlar; SGK ile anlaşmalarını fesih yoluna gitmediler mi???

Sistemde kalanların ise % 30 fark ücreti alınabilir kuralını nasıl uyguladığı gerçeği ortadadır.

Yasal fark sınırının tüm özel kurumlarda eşit şartlarda uygulanması için, ihlali durumunda kesilen 50000 TL cezanın ciro ile orantılı olması caydırıcı olur. Mevcut sistemde yüksek cirolu kurumlarda bu ceza meblağının önemi yoktur.

Biz Özel Sağlık Kuruluşları olarak acil hastalık durumundaki fark ücretini almaktan zaten bahsetmiyoruz.

O zaman hastalardan alınan katkı payı, sağlık harcamalarında tasarruf amacıyla hizmet kullanımındaki azdırılmış talebi de düşürmeyi hedeflemelidir.

Araçlarımıza yaptırdığımız kasko buna en iyi örnektir.

Arabamıza kasko yaptırdıklarından sonra ertesi yıl prim indirimi almak için bazı hasarların bedellerini sigorta şirketine fatura ettirmediğimiz durumlar olmuyor mu ???

Hastaların aldıkları hizmete katkı koymaları, sistemi kontrol etmeleri gerçeği ile yaşamalarını sağlar.

Özel Hastanelerin Sınıflanması ile Özel Sağlık Kurumları Arasında Hakkaniyet Sağlanması sistemin sürdürülebilirliği için önemlidir.

1. Özel Sağlık Kuruluşları döviz kurları ve kamu kaynaklı maliyet olan SSK primleri vs artmasına rağmen fiyat artışı yapılamayan BUT/SUT fiyatları üzerinden özveri ile hizmet vermektedir.

2. Özel Sağlık Kurumları ekonomik manada daralmakta, eleman çıkarma yolunu gitmekte ve yine de bankalara olan kredi borçları artmaktadır.

3. Özel Sağlık Kurumlarında yapılan başvurular sundukları hizmet neticesi hastalarının gösterdiği teveccüh doğrultusunda artmaktadır. Bu artışlar Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından da izlenmektedir.

Hal böyle iken,

4. Artık kuralı koyanlar ve uygulayanlar bu gerçek ile aralarındaki güç dengelerinden bağımsız şartlarda yüzleşmeli ve her iki taraf için sürdürebilir olacak oranı reel olarak belirlemelidir.

5. Kaliteli sağlık hizmeti nedir iyi tanımlanmalı daha da önemlisi kaliteli sağlık hizmeti verilmesinin maliyeti nedir iyi hesaplanmalıdır.

6. Kamu Sağlık Hizmetinin analiz edilmesi ile Özel Sağlık Kuruluşlarında sunulan kaliteli hizmetin fiyatını belirlemeye kalkarsak doğru sonuçlar elde edemeyiz. Personelin sayıca yeterli ve kalifiye olması kaliteyi yükselten ana unsurların başında gelmekte olup hizmet maliyetlerini de yükseltmektedir.

7. Kamu Sağlık Kurumları personel ödemelerini Döner Sermaye dışındaki kaynak olan Genel Bütçeden alarak yaparlarken, Özel Sağlık Kurumları personel maaşlarını ve bununla beraber SSK primi ve Stopaj primlerini de hizmet gelirlerinden karşılamak durumundadırlar.

8. Personel giderleri ödeme kalemleri içinde en çok yük getiren harcama kalemi olduğuna göre; Özel Sağlık Kuruluşlarında % 70 fark ücreti alınması bile beş yıldızlı hizmetin maliyetini karşılamayacaktır. Örnekleri biliyoruz.

9. Beş yıldızı belirleyen kriterler ile ilgili kulağımıza gelen duyumlara göre; 5 yıldızı alacak Özel Hastane sayısı, hastane toplamının % 15’i gibidir.

10. Çoğunluk Özel Hastane, kulağımıza gelen bu kriterlere göre 1 ila 3 yıldız alabileceklerdir. Buna göre fark alacakları yasal oran da % 50 yi geçmeyecektir.

11. Zaten Ayakta Teşhis Hizmeti Sunan Dal ve Tıp Merkezleri sınıflandırılmanın en alt seviyesinin de altında kalmış olacaklardır.

12. Yeni uygulama Özel Sağlık Kurumlardan %25 ila % 35’i geçmeyen bir miktarını rahatlatır gibi gözüküyor. Ya geriye kalanlar…

13. SGK olarak kurumuna sözleşmeli hizmet üreten Özel Sağlık Kuruluşlarına bir yılda yaptığınız ödeme toplamının % kaçını, beş yıldız alacak yaklaşık % 15 hastane oluşturacak ???

14. Tüm paydaşlara sormak istiyorum.Sizlerce işleyiş nasıl olacaktır ???

Fark ücretinin sınırlanması ile cebinde kalan parayı bakın halkımız nasıl harcıyor !!!…

Kural koyucu otorite olarak amacımız hastaların finansal risklerden korunması ise o zaman ülke yönetimi olarak düzenleme yapmamız gereken daha çok konu var..

03.09.2009 tarihinde basında yayınlanan bir haberde, ülkemizdeki GSM operatörlerinden birinin üst düzey yöneticisi; görüntülü görüşmeye ülkemizde ilk 3 günde olan talep, İngiltere’deki bir operatörün yıllık kullanımına eşittir diyor.

Kişilerin istedikleri harcamayı yapma özgürlüğüne saygılıyız.

Ama yurdum insanı magazin boyutlu harcamalarına eğitim seviyesi nedeniyle dikkat etmiyorsa onları korumakta devletin sosyal boyutlu bir görevi değil midir ???

Öyleyse hastalandığında Özel sağlık Kuruluşlarından sağlık hizmetini aldığında durumda; aldığı hizmetin maliyeti kadar katkı payı ödenmeyi uygun bulmadığımız bu popülasyona mesela 3G kullanımına da gigabayt sınırı gelsin.

Kredi kart mağdurları oluşması ülke yönetimlerin istemediği bir konu ise mesela giyim eşyası satan mağazalarda bireylere aylık kayıtlı gelirinin % 40’ından fazla ve beyaz eşya sektöründe de yıllık kayıtlı gelirinin % 100’ünden fazla satış yapılmasın.

Konuya bu boyutla baktığımızda ciddiyetten uzaklaşmayalım, böyle de olur mu diyeceksiniz..

Ciddi ciddi tartışacak isek, hasta refakatçisine yemek menüsü alternatifi sunan, kuruma başvurduğu andan itibaren hastasına refakat eden görevliyi tahsis eden, otopark, internet ve daha birçok yaşam kalitesini artıran hizmeti sunan sağlık işletmeleri de elbette kaliteden kaynaklı maliyetlerini istemek hakkına sahiptirler.

Çözüm 5510 sayılı yasanın ilk yasalaştığı halinde tariflidir.

O metinde yazılı olanları da yasalaştıran Meclistir.

Yasadaki ilk tarife göre;

Kamu kural koyucu otorite olarak Özel Sağlık Kuruluşlarına başvuran hastalar için BUT/SUT liste fiyatlarından % 70 ödeme yapmalı,

Ve hizmetin kalitesi ile orantılı hasta fark ödemelidir.

Ki bu fark ücretinin reel olan miktarını serbest piyasa belirler. Rekabetin gereği…

Yoksa sağlık hizmetleri oligopol gibi görünen ama kamu ile anlaşma zamanlarında monopolistik yapıya bürünen bir tarza doğru yelken açar…

Ekonomi kürsülerinde anlatıldığı gibi Çimento Sektörü buna en iyi örnektir.

Ürünlerin markalaşmasına karşı değiliz

Tamamıyla kamu kaynaklarından beslenen bir elin parmakları kadar sayıdaki marka ile sağlık hizmeti üretimi serbest rekabet yaratır mı diye düşünüyoruz…

Bizim bugün Özel Sağlık Kuruluşu sahibi olmamız önemli değil ama yarınlarda övünülecek sağlık sistemimizin olması gurur verici…

Başımıza gelecekleri düşünürken aklımıza Orhan Şaik Gökyay’ın şiiri düştü.

““Bu Vatan Kimin?

Bu vatan toprağın kara bağrında

Sıra dağlar gibi duranlarındır.

Bir tarih boyunca onun uğrunda

Kendini tarihe verenlerindir…””

Ülkemizin sağlık hizmetleri tarihinde gerçekleştirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı zaferinde Özel Sağlık Kuruluşları yatırımcılarından çalışanlarına bir nefer olmuş kişileridir.

Arz ederim.

Dr. Feza Şen

Sağlık Yönetim MBA

Bursa Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Sekreteri

Sağlık İşletmecisi

0 532 2778827– fezasen@megamed.org

Sağlık Aktuel / www.saglikaktuel.com

NOT: Görüşlerinizi ve iletişim bilgilerinizi mail atmanızı rica ederim.

Tıp fakültesi mezuniyeti sonrası İşletme Fakültesinden Sağlık Bilimleri Yönetimi Uzmanlığımı MBA tamamladım. 1997 yılından bugünlere Özel Sağlık Sektöründe durum tespitleri, kurulum, işletim, yönetim ile ARGE ve ÜRGE safhalarında geleceğe dair projelendirmeler üzerine çalışmaktayım.. 0 532 277 88 27 – fezasen@megamed.org – info@fezasen.com

Yorum yaz