“Hekim Olmadan” Kendini “Doktor” Zannedenler “Şarlatandır”…
Artık hastaları ilkel toplumlarda olduğu gibi şamanlar, büyücüler, kâhinler tedavi etmiyor,
Artık cerrahi işlemler berberler tarafından yapılmıyor,
Organ nakli ile birçok insan hayata dönüyor,
Ülkemizde yüzün üzerinde hekim eğiten tıp fakültesi var,
Ülkemizdeki hekim eğitimlerinin kalitesi yüksek,
Etrafımızda her yerde uzmanlaşmış bir hekimlik hizmetini bulabiliyoruz,
Diğer dünya ülkeleri hekimlerimizin bilgi kalitesinin yüksek olduğunu kabul ediyor,
Ülkemize yurtdışından tedavi olmaya gelen birçok hasta var. Ve bu gerçeklere rağmen üzülüyorum…
Çünkü hala günümüzde “hekimlik eğitimi almadan doktormuş gibi hasta tedavi edenler” de var…
Hastalıkların çaresizlikler olduğu doğrudur.
Derdimize derman ararken etrafımızdan da medet umarız…
Sağlık probleminizi dolmuşta, yolda, çay bahçesinde, piknikte söylerseniz,
Mutlaka size ilaç öneren biri çıkar.
Bilmeliyiz ki;
Teşhisten tedaviye hastalık bulgularını güncel literatür bilgileri ile sadece hekimler tedavi eder…
Hepimiz şifa için bitkilerden medet umarız… Çeşitli bitkilerden çaylar yapar içeriz…
Halkımızda ki; bitkisel ve hayvansal kaynaklı her doğal ürünün mutlak surette olumlu etkide yapacağı şeklinde yaygın olan görüşün tümüyle doğru olmadığı,
Bitkilerin içeriğindeki kimi maddelerin hastalığa olumsuz etkide bulunabildiği,
İlaçlarla etkileşime girerek zarar verebileceği iyi bilinmelidir…
Etkileri laboratuvar ortamında araştırılmadan kullanılan bitkilerin insan sağlığına ciddi zarar verebileceğini bilmeliyiz… Zayıflama etkisi olan bir bitkinin böbreğe zarar verebileceğini hatırlamalıyız…
Oysa bilmeliyiz; günümüzde bitkiler ile tedavinin Farmakognazi bilim dalının işi olduğunu…
Geçmişteki fitoterapi uygulamaları ile günümüz arasında en büyük fark;
Artık bitkilerin bütünüyle değil, faydalı parçalarının tedavi amacıyla kullanıldığı gerçeğidir.
Geçmişte; bir bitkinin uçucu yağından faydalanmak için onun çayı yapılıp içilirken,
Şimdi o bitkideki uçucu yağ ekstre edilerek tek başına kullanılmaktadır.
Bu da bitkinin diğer faydasız ancak yan etkileri de olabilen bölümlerinden hastayı uzak tutmayı sağlar.
Aktar, baharatçı veya bitkisel içerikli ürünler satan ticari işletmeler de; baş ağrısı gibi basit gözüken bir semptom için çare ararken zaman kaybediyor ve ölüme yaklaşıyor olabilirsiniz.
Herhangi bir sağlık sorununda çay veya bitkisel karışımdan sonuç beklemek yerine bir hekimden öncelikle yardım almalı altta yatan patoloji, klinisyenler tarafından değerlendirildikten sonra tavsiyeye göre hareket edilmelidir.
Hastaların inanç ve umutlarını para ve itibar kazanma amacıyla sömüren, bilim dili kullanarak her hastalığa kendi ürünleri ile tedavi düzenlemek yoluyla ticaret yapan her kişi öncelikle “şarlatandır”…
Sadece şarlatan da değildir, ahlaksızdır…
Bu ahlaksızlara para kaptırmayalım…
Gelin hepimiz bu “hekim olmadan doktorluk” yapanlarla mücadele edelim,
Hatta bu kişileri derhal ilgili makamlara ve savcılığa bildirelim…
En gelişmiş hastanelerde bile tedavisi yapılamayan hastalıkları tedavi etme iddiasındaki bu kişilerin amacı bellidir: Vatandaşı kandırmak; parasını almak…
Bu uyanıklar; gerçek doktorlardan kat kat fazla kazanırlar ve kimseyi de tedavi ettikleri yoktur.
Hatta hekimden aldığı reçetenin tedavi edeceği süreyi beklemeden,
Bir de bu şarlatanlara gidenler sanır ki tedavilerini bu şarlatanlar yaptı… Yok öyle bir şey…
Hekim olmak, doktor olmak o kadar kolay mı, o kadar ucuz mu?…
Ama onların hekim olmadığını bildiği halde gidenlere ne demeli…
Anlayış sorunu diyorum da başka bir şey demiyorum…
Dr. Feza Şen – 0 532 277 88 27 – www.fezasen.com – fezasen@megamed.org – info@fezasen.com
Tıp fakültesi mezuniyeti sonrası İşletme Fakültesinden Sağlık Bilimleri Yönetimi Uzmanlığımı MBA tamamladım. 1997 yılından bugünlere Özel Sağlık Sektöründe durum tespitleri, kurulum, işletim, yönetim ile ARGE ve ÜRGE safhalarında geleceğe dair projelendirmeler üzerine çalışmaktayım.. 0 532 277 88 27 – fezasen@megamed.org – info@fezasen.com