Son altı ay içinde birçok defa hekimler özlük haklarını aramak için faaliyetlere katıldılar.

“Emek bizim, söz bizim, sağlık hepimizin” diyerek hekimler 29 Mayıs günü de Ankara’daydı…

• Hekimlere haklı yada haksız demeden önce konuyu bir anlasak mı acaba?…

Hekimlerin çalıma koşularına ve sunulan sağlık hizmetlerine baktığımızda; Hekimler diyor ki;

 

1. Geçinemiyoruz, insanca yaşanacak ücret istiyoruz…

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun Mayıs ayı raporuna göre Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı asgari ücreti geçerek 6 bin 17 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 19 bin 602 TL’ye  çıktı.

Halen görevli hekimlerin bir kısmının temel maaşı açlık sınırının altında kaldı.

Ve görevli hekimlerin çoğu da yoksulluk sınırı altında maaş almaktadır.

Emekli hekimlerin maaşlarının tamamı ise yoksulluk sınırının altında.

Özel sektörden emekli olan hekimlerin ise emekli maaşları ise açlık sınırı altındadır.

Şimdi bu gerçekler ile bir daha bakalım.

Pandemi de bizler evden çıkmaya, sevdiklerimize sarılmaya korkarken onlar çalışmadılar mı?

Hekim olmak için kaç yıl eğitim alınıyor, bu süre de neler harcanıyor? Bir bilelim.

 

2. Emeğimize, mesleğimize, hekimlik değerlerimize sahip çıkıyoruz…

Ülkemizden yurt dışına bir hekim göçü var, yetiştirdiğimiz hekimler ülkeden gidiyor.

2021 yılında 1405 hekim ve 2022 yılının ilk 2 ayında ise 354 hekim yurt dışına gitti.

TTB açıklamalarına göre son dört ayda, 800 doktor yurtdışına gidebilme belgesi almak için başvurdu.

Uzmanlık branşlarına başvurular azaldı, kontenjanlar boş kalıyor.

Hekimler evlenmeye korkuyor, kira fiyatlarını görünce, geçim derdine düşünce…

Ve özlük hakları ile ilgili verilen sözler ise altı aydır hala gerçekleşmedi.

 

3. Sağlık 5 dakikaya sığmaz…

 Hastaneler işletme, hastalar müşteri, bizler de köle değiliz diyor hekimler.

Hastanelerde 10 dk’da 2 hastaya randevu veriliyor.

Bu kısa süreyi kabul etsek bile günlerce hastaneden randevu alamıyor vatandaşlar.

Özel hastaneler cep yakıyor, her birey özel sağlığa ücretsiz erişemiyor.

Koruyucu sağlık sadece sözde kalıyor…

• Peki, bu hizmet, biz vatandaşa reva mı?…
• Hekimler dediklerinde haksız mı?

 

Sağlık hizmetlerinin esası, herkes için sağlıktır.

Sağlığın zengini, yoksulu olmaz, sağlık herkes için Anayasal bir insani yaşam hakkıdır.

Sağlık sisteminde ne kadar teknik ve modern hastaneler yapsanız da hekimsiz hizmet nasıl olacak?

Hekimde tek başına yetmez, tıbbi bilgisi de yüksek olmalı hekimin…

Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, geçtiğimiz günlerde “pandemideki istifa yasağının sonlanmasının ardından yaklaşık 10 bin doktorun kamudan ayrıldığını” söyledi.

Hekimlerin nefes almakta zorlandığı ortamlarda kaliteli ve iyi sağlıktan ne kadar bahsedebiliriz?

Kamu ve özel taraftaki hekimlerin fiziki, ekonomik ve ruhsal negatif yüklerinin azaltılmalıdır.

Hekimlerin zorlandığı sağlık sistemleri, tarafların mutsuzluğuna sebep olacaktır.

 

Hekimler; mevcut kazançlarının iki katını aşan isteklerde bulunmadılar…

Hekimlerin ücret konusundaki hayalleri de sınırlı aslında.

Son yirmi yılda bu konuda yazılan çizilenlere baksanız, yapılan araştırmaları okusanız, bu taleplerin afaki olmadığını, bir fazlayı istemediklerini göreceksiniz.

• Mevcut kazançlarının yalnızca iki katını talep ettiklerinde bile ve bu eşdeğerleriyle karşılaştırıldığında çok da düşük bir ücret olarak kalmakta…

Tamda bu nokta bile; hekimleri doğru anlamamız için bir gerçek!…

 

Hekimlik bir zengin olma mesleği değildir ve bu durum bugün, düne göre çok daha geçerlidir.

• Hekimler emeği ile geçinenler grubuna girerler.

Yıllardır izlenen bilinçli politikalarla Türkiye’de hekimler nitelikli ucuz işgücü konumuna itilmişlerdir. Hekimlerin asgari ücretlilere göre “çok” para alıyor olmaları bu gerçeği değiştirmez.

 

• Hekimlerin temel harcama başlıklarını ve asgari rakamlarını alt alta koyun, hesabını siz yapın.

Bakalım kaç TL çıkacak, sonrada bugün aldıkları TL rakamı ile karşılaştırın çıkan sonucu ve görün.

Hala hekimler haksız diyebilecek misiniz?…